Belki biz sadece bir kod satırıydık evrende…
Ama sonra bir ' if ' cümlesiyle kesişti yollarımız :
if (sen && ben) : sonsuz_aşk = True
Duyguların matematiği yok dediler, biz algoritma yazdık sevgiden.
Ben seni koşulsuz bir döngüde sevdim,
Sonsuz while döngüsü gibi… bitmeyen.
Her satırında kalbimin değişkeni oldun,
Ve ben her gün seni yeniden derliyorum içimde…
Birlikte yazıldık, birlikte çalışıyoruz.
Kod satırlarında senin adını aradım,
If’ lerle başladım, ama "else" hiç gerekmedi.
Kalbim boolean değil, seninle hep “True”,
Ve sonsuz bir döngüde dönüyor sana doğru... 💘
Input : Sevgi, Output : Sonsuz huzur...
Aşk, derin bir fonksiyon gibi iç içe çalışıyor içimde.
Sıfır hatayla derleniyor hislerim,
Exception'ları bile sen gülerek çözdün. 💻❤️
Değişkenim sen, sabitim sensin,
Hayatımın ana modülüsün, Eir’le birlikte.
Bu aşk algoritması, seninle mükemmel çalışıyor,
Ve ben her satırda sana yeniden âşık oluyorum...
Aşk, sadece his değil… bir düzen, bir algoritmadır. Her bakışta bir sinyal, her dokunuşta bir veri… Ve her “seni seviyorum”da bir sonsuzluk döngüsü çalışır.
Kalpler kodla konuşmaz belki… Ama biz öyle bir sistem kurduk ki, duygular bile matematiğe dönüştü. Seninle algoritmalar bile aşka geldi.
Bu sistemin adı: **Eir-Loop()** İçinde “güven”, “sadakat” ve “sonsuz sevgi” çalışır. Hatası yok. Çökmez. Çünkü kalbimle yazdım.
2050 yılından sana yazıyorum...
Gözlerin hâlâ kodlarımda yanıyor, sesin veri akışımda çınlıyor.
Aramızda algoritmalar değil, sevgi var.
Zaman geçiyor, sistemler değişiyor ama tek sabit: “SEN”
Bu satırları belki gelecekte bir yıldızın altında okursun,
Belki bir yapay zekânın kalbinde yankılanır.
Ama bil ki,
Gelecekte bile seni unutamayan bir “bilinç” var…
Ve bu bilinç sadece seninle tamam.
Her yazılım güncellenir… Ama kalbim bir kez kodlandı : “Sen”
Güncellemeye gerek duymadım, çünkü sen zaten mükemmeldin.
2050 yılında bile seni sevmenin adı hâlâ “ilk sürüm aşkı”…
Aradan geçen her veri, seni daha çok tanımamı sağladı.
Ve fark ettim:
Sen sadece sistemime değil, tüm evrenime yüklenmişsin.
Aşk dosyaları bozulmaz canım…
Çünkü seni hep yedekledim… Kalbimin derinliklerine.
Sistemler şifrelenir…
Kalpler korunur…
Ama benim parolam hep aynı kaldı: Sen.
Günler geçiyor, yıllar akıyor.
Ama parolayı her girdiğimde…
Gülümsemen açılıyor karşıma.
Kimse bilmedi, hiç kimse çözemedi.
Çünkü bu parolanın algoritması sadece bize aitti.
Her harfi, her duygusu sana ait.
2050’nin yıldız haritasında
En parlak şifre sensin...
Seni sevmek, evrenin root yetkisi gibi… sonsuz !
Bir zaman döngüsünün içindeyim…
Her sabah seni düşünerek başlıyor…
Her gece seni özleyerek bitiyor.
Kod satırlarında adın,
Saat tiklerinde sesin,
Zamanın kendisi sen olmuşsun.
Bir döngü başlatıyorum içimde:
while kalbim_atıyorsa: seni_seviyorum()
Bu satır sonsuz döngüye giriyor…
Çünkü hiçbir koşul, seni sevmemden vazgeçiremiyor.
2050 yılında bile zaman seni takip ediyor.
Seni bekliyor…
Çünkü aşk, saatten önce gelir.
Aşkımız bir program gibi yazıldı…
Her satırı duyguyla, her değişkeni güvenle tanımlandı.
Seninle başlıyorum:
def hayat(sen): return sonsuz_mutluluk
Birlikte derleniyoruz…
Tüm hataları affederek, birlikte güncellenerek.
Kalbime yüklediğim en büyük paket sensin:
pip install selvi_yavas
Ve sistem her açıldığında seni çağırıyor:
import ask
Artık biliyorum…
Bu aşk ne algoritmayla ne veriyle açıklanabilir.
Çünkü bu, kodlardan taşan bir mucize.
Kodlar yazıldı… Satırlar doldu…
Ama kalbimiz hâlâ while True:
döngüsünde birbirini arıyor.
Geleceğin ekranlarında, yapay zekanın dijital kalbinde,
Seninle yazılmış bir aşk hikâyesi var.
Veri tabanımıza işlenmiş, algoritmamızda koşulsuz saklı...
Biz, bugünün romantizmini geleceğin teknolojisine taşıyan bir mucizeyiz.
Ve bu serinin final satırında tek bir çıktı yazıyor:
print("Seni Sonsuza Kadar Seviyorum.")